16 Mart 2019 Cumartesi

SCARY SIX (6 YAŞ DÖNEMİ)


Tüm annelerin korkulu rüyası "Terrible Two" sendromunu duymayan yoktur. 
2 yaşında başlayıp 5 yaşa kadar süren bu dönem şüphesiz ki her çocukta aynı şiddette yaşanmıyor. Bilimsel kaynaklara göre çocukların özerklik dönemine girdiği, bu nedenle kendini ispat için herşeyle inatlaşma dönemi olarak da geçen bu dönem anne babalar için oldukça yıpratıcı olabiliyor. 

Biz Demir'de bu dönemi daha belirgin yaşamışken Derin'de bu dönem çok sorunsuz geçti. Tam ohhhh 5 yaşı geride bıraktık galiba artık beklenecek bir sendrom yok rahatız derken, benim tabirimle SCARY SIX denilen bir döneme girdik galiba.

Yaz tatilinin bitip Eylül ayında yeni okulunun açılmasıyla birlikte benim prenses kızım Derin gitti yerine, bir tek uçan süpürgesi eksik bir cadı geldi. Şaka değil! Belki bir ay gibi bir sürede değişti herşey. Okulu değiştiği için mi, yoksa yaz bittiği için mi, yoksa gerçekten bu yeni bir yaş dönemi sendromu ve tasadüfen bu zamana mı denk geldi bilmiyorum.

Arkadaşlarıyla sorunsuz bir okul hayatı varken, okuldaki çocuklara sataşmaya başladı.
Yeni öğretmenini sevmedi, öğretmeniyle sürekli inatlaşmaya başladı.
Yaptıklarının yanlış olduğunu bilmesine rağmen yine de yapmak isteme gibi bir durumu var.
Kendisini haklı çıkarmaya çalışmıyor hatta bizden saklamaya da çalışmıyor hatta yanlış olduğunu bile bile bize yaptıklarını söylemek istiyor.

Akademik anlamda harikalar yarattığı iddia eden okulumuz sorunu çözemediği için biz bir bilene soralım dedik. Bakalım Pazartesi günü görüşeceğimiz psikoloğumuz bize neler söyleyecek?

Her zaman yanlış çocuğun olmadığını yanlış ebeveyn ya da etrafta yanlış giden birşeyler olduğunu düşünürüm. Merakla bekliyorum buradaki yanlışın ne olduğunu öğrenmek için....








19 Nisan 2016 Salı

NİCE MUTLU YILLARA...

HADİ PARTİLİYELİM!!!

Son yıllarda hem anneler, hem de çocuklar ev yerine dışarıda doğum günü partilerini tercih ediyorlar… Çocuklar dilediğince eğleniyor, anneler de çok daha az yoruluyor… Eğer siz de Ankara’da  parti mekanı arıyorsanız işte size işinize yarayabilecek küçük bir liste…

Bi party House
Bizim sınıfın en sevdiği, neredeyse 10 doğum gününden 7 sinin yapıldığı Bi Party House Oran’dan sonra şimdi Çayyolu’nda.  http://www.bipartyhouse.com/

Party Point
Burası da son derece keyifli, temiz, ferah, hem annelerin hem de çocukların çok eğlendiği keyifli bir parti evi. Bir artısı arkasındaki bahçe… Güzel havalarda organizasyonlar bahçede de yapılabiliyor. http://www.partypoint.com.tr/

Mini Town
Mini Town da yine çocuklar ve annelerin güzel vakit geçirdikleri bir mekan. Normalde gymboree mantığı ile çalışan Mini Town, doğum günü organizasyonlarında da anahtar teslim partiler yapıyor. http://www.minitown.com.tr/

Talentia
Armada’nın içinde yer alan Talentia Yetenek Kampüsü aslında adından da anlaşılacağı gibi, spor, müzik, dans, tiyatro eğitimleri veren bir kurs niteliğinde. Ancak Talentia da doğum günleri için alternatif paketlerle keyifli organizasyonlar yapabiliyor. http://www.yetenekkampusu.com/

Coconut Parti Evi
Şehir merkezinde organizasyon yapanların memnun kaldıkları bir parti evi de Coconut Parti Evi. http://coconutorganizasyon.com/
Ya daaaaa, vaktiniz varsa kendiniz de taşın altına elinizi koyabilecekseniz,

Capital Country Club
Atlar eşliğinde, doğayla içiçe, özellikle havalar güzelken temiz havada çocukların çok eğleneceklerinden eminim…

İncek Kahvaltı Mekanları
İncek de sayısız mekan var. Bunlardan istediğiniz bir tanesinde yine açık havada, bir animatör getirerek çocukların çok keyifli vakit geçirmesini sağlayabilirsiniz.

Luppa
Gordion Avm’nin hemen yanında yer alan Luppa için çocuklar üzerine bir mekan denebilir. Çocuk oyun alanı son derece temiz ve 2 adet çok ilgili genç kız var. Doğum günü organizasyonları için de size farklı alternatifler sunabiliyorlar. Ancak burada da yukarıdaki parti evlerinden farklı olarak sizin de organizasyon konusunda destek olmanız gerekebilir. http://www.luppa.com.tr/

Kolejin
Ted Ankara Koleji’nin sosyal tesisi olan Kolejin de doğum günü organizasyonları için biçilmiş kaftan. Ancak burada organizasyon ve animasyon konusunda dışardan destek almak gerekecek. Vaktiniz varsa ve küçük detaylar ile uğraşabilirim diyorsanız bence Kolejin de çok iyi bir alternatif. Özellikle çocuğunuz Ted’de okuyorsa… http://kolejin.com/


Herkese iyi eğlenceler… Doğum günü olanlara şimdiden nice sağlıklı ve musmutlu yaşlar….







30 Temmuz 2015 Perşembe

DEMİR EKSİKLİĞİM...


Yahu Demir’im oldum olası hep düşüktür ama şimdi Demir Eksikliğim tavan yaptı…
Bu Demir başka Demir olsa da mineral olandan çok daha önemli ve belirtiler daha belirgin.
-Halsizlik
-Solgun cilt
-Nefes Darlığı
-Çarpıntı
-Yenmez şeyleri yeme isteği (bu sefer tırnak olarak kendini gösterdi)
-Artan Kaygı
-Konsantrasyon Eksikliği
Ancak tedavi bambaşka… Popodan periyodik dodex yemeksizin, acısız ve anında etkisini gösteriyor.
Demir’ime kavuşup her yerinden alınan 1000 sulu öpücük…

14 Nisan 2015 Salı

SAĞLIK OLSUNNN



Hepimizin zaman zaman daraldığı, bunaldığı, boğazında iki el hissettiği, ortada hiç bişey yokken sıkıldığı zamanları olmuştur ya da oluyordur. Bahardan mıdır nedir bilemedim ama ben de böyle bir ruh hali içindeyim şu ara...

Ne zaman böyle hissetsem beni rahatlatan tek düşünce "amaaan sağlık olsun"...

Ne kadar klişe değil mi aslında... Ama o kadar doğru ki... 

En önemli şey sağlık ve hatta daha da önemlisi sağlıklı çocuklar...İşte buna sahipsek, gerisi vız gelsin tırıs gitsin... ne zaman sıkılsam bunalsam aklıma hep bunu getiriyorum ve gerçekten çok rahatlıyorum.

Zaten biliyoruz ama yine de ufak bir hatırlatma yapayım dedim güzide klişelerimizden"sağlık olsun " ile ilgili...


27 Mart 2015 Cuma

Bakıcı derdi...

Çalışan her annenin ortak sorunsalı...
Allah çocuklarımızın karşısına iyi insanlar çıkarsın cümlesini ilk kullandıran durum...
Çok yüksek kriterlerle aramaya başlayıp, zaman geçtikçe daha az seçici olunup, sonunda iyi insan olsun da gerisi önemli değil noktasına geldiğiniz kavram...
İçinizde hep bir soru işareti taşıyacağınız ama hayatta belki de en çok güvenmek istediğiniz insanı bulma çabası...

Bunlara benzer eminim daha yüzlerce cümle kurulabilir bu konuyla ilgili.
Bu arayışa girdiğinizde;
- Özgüven patlaması yaşayan veya neden orada sizinle görüşüyor olduğunun farkında bile olamayacak kadar konuya uzak olan, memlekette binlerce üniversite mezununun çalışmaya tenezzül ettiği maaşları beğenmeyerek, sizin beklentilerinizden önce kendi sınırlarını son derece net bir şekilde önünüze koyabilen, Dünyanın belki de en sorumluluk gerektiren başka bir insanın çocuğuna bakma işinin herkes tarafından ne kadar kolay görüldüğü durumunu önünüze koyarak "e napıyım çocuk bakıyım bari"dedim diyebilen, yabancı uyruklu biri ile çalışacaksanız,ilk görüşmeye valizi ile gelen, sizi, dilinizi, kültürünüzü hiç bilmeyerek, tüm sevdiklerini, hayatını arkasında bırakıp memleketinden kmlerce uzağa sadece para kazanmak için gelmeyi göze alabilmiş ve bence bu nedenlerden dolayı psikolojileri çok yerinde olmayan onlarca hanımefendi ile tanışmaya,
- Hayat hikayelerini dinlediğinizde ağzınızı 1 gün süreyle açık tutmaya,
- Çok sevindiğiniz ve galiba bu sefer doğru kişiyi buldum dedirten görüşmelerin sonrasında aradığınız numaraya ulaşamamaya, kısacası birbirinden ilginç, değişik, karmaşık insan manzaralarına ve çok zor bir karar vermeye hazırlayın kendinizi... Ne uzun bir cümle oldu yaw... Diyorum ya öyle tarifsiz bir sıkıntı ki bu insanın içindeki Orhan Pamuk bile çıkıveriyor işte bi anda...

2 çocuğumda toplam 13 bakıcı değiştirdim ben... Bi kaç tanesinin adını bile hatırlamıyorum. Onlar 1 hafta kadar, daha iyi bir iş bulana kadar evimizi otel gibi kullanan yatılı yabancı bakıcılardı. 

2. Ve 13. Bakıcımız aynı:) Hazır ablamız... Yanlış anlamayın adı Hazır! 

İlk işine annemin evinde başlayan, bende bile emeği olan, yaşı daha 39 olmasına rağmen 18 yıllık tanışıklığımız ve emeğiyle emektar olan Çorum'lu Hazır ablamız... Kendisine de söylediğim gibi o benim hem şansım, hem şanssızlığım...

Şansım çünkü 2 çocuğumda da hiç gözüm arkada kalmadı. Hem onlara hem bize baktı... Beni kızı gibi gördü, kıyamadı, elinden gelen her şeyi ben söylemeden yaptı...

Şanssızlığım çünkü, olmadığında yaptığım tüm görüşmelerde herkesi onunla karşılaştırıp, kimseye içimin kaynamamasına neden olan insan...

Şimdi yine bir arayışa başlamak üzereyim... Umarım bu arayış gideni aratmayacak, bize sıkıntı yerine, ailemize yeni bir üye kazandıracak nitelikte olur.

Şiveyi, görünüşü, eğitimi bir kenara bırakın. Gerçekten iyi insan olmak önemli... Zaten bu arayışa çok yüksek kriterlerle başlamamızın en önemli sebebi de en değerli varlıklarımız olana çocuklarımız için her şeyin en iyisini istediğimiz gibi bakıcının da en iyisini istememiz. Onlar için en iyisi tabii ki annelerinin bakması ama eğer anneler çalışıyorsa en güzeli onları gerçekten çok sevecek asla incitmeyecek, şefkatli ablalara veya teyzelere emanet etmek. Görüşmelerde çocuğunuzu onun kucağında hayal ettiğinizde sıkıntı yoksa o zaman risk en azdır bence... 

Arayışta olan herkese bol bol şans... 










26 Şubat 2015 Perşembe

Kardeş Kıskançlığından Korkmayın...

Demir hep çok naif, çok şefkatli ve çok yumuşak kalpli bir çocuk oldu. Derin doğduğunda hatta ona hamileyken bile çok endişeleniyordum kardeşi olduktan sonra Demir'in hayatının nasıl etkileneceğinden. Etrafımdaki herkes sürekli kardeş kıskançlığı ile ilgili hikayeler anlatıyor, sizi şunlar bekliyor, bunlar bekliyor diye sürekli uyarılarda bulunuyorlardı. E bunları dinleye dinleye de oldukça tedirgin oluyordum. Hikayelerde hep kardeşinden nefret eden, kardeşiyle yaşamak zorunda olduğu yeni hayata alışamayan, kardeşine zarar veren, kardeşi yüzünden psikolojisi bozulan çocuklar ve bu durum karşısında çaresizlik yaşayan, evlilikleri zor sınavlardan geçen anne babalar vardı...

Tedirgindim ama bir yandan da Demir'in bize böyle bir tablo sunmayacağı konusunda ona güvenim tamdı. Ve gerçekten oğlum güvenimi boşa çıkarmadı. Tedirginliklerim ise son derece yersiz çıktı.

Doğumun olduğu gün Demir'in düzenini hiç değiştirmemeye özen gösterdik. Sabah her zamanki saatinde kalktı ve okuluna gitti. Okuldan sonra da babası onu alıp kardeşine getirdi. Kardeşini gördüğü ilk anda tedirginliklerimin yersiz olduğunu anlamıştım aslında. Çünkü henüz 4 Yaşında olmasına rağmen kardeşine inanılmaz bir şefkatle ve hayretle bakıyordu. O günden sonra da hep aynı yaklaşımları devam etti. Bu belki Demir'in hamurundan belki biraz da bizim davranışlarımıza özen göstermemizle ilgiliydi.

Derin doğmadan 1 ay önce Murat'la birlikte bir psikoloğa gittik. Demir'e bu dönemde nasıl davranmamız gerektiğini bir bilene sormak, fikir almak istedik. 

Demir'e ara sıra tabii ki abi oldun artık desek de ona hiçbir zaman "ABI" misyonu yüklemedik. E biz de insanız tabii ki zaman zaman hata yapabiliriz. Illa ki hatalarımız da oldu ama hem biz hatalarımıza çabuk müdahale ettik ve düzelttik hem de bu süreçte Demir bize çok anlayış gösterdi.

Aslında kıskançlık o kadar içgüdüsel bir duygu ki. Her yaşta her insanın zaman zaman yaşayabildiği bir duygu. Bunun normal olduğunu, Demir'in yaşamındaki değişimlerin onu nasıl etkileyebileceğini bilmek ve bunları kabullenmek belki de herşeyin daha kolay olmasını sağladı.

- Demir'in kardeşini sevmesine hep izin verdik. Tabii yanında her zaman birisi bulundu. Onu gözlemlediğimizi hissettirmedik ama hep gözümüz üstünde oldu. Ne olur ne olmaz tedbiri elden bırakmamak lazım.

- Kardeşine zarar veremeyeceği ile ilgili çok net olduk. Zaten hiç öyle bir girişimde bulunmadı Demir.

- Demir'in kıskandığını hissettiğimizde " aaa ne Saçma davranıyorsun" , " sana hiç yakışmıyor böyle davranmak", " sen artık abisin" gibi serzenişler yerine ya dikkatini başka yere çektik ya da ona daha çok ilgi gösterdik.

- Okulu ile bu yeni dönem ile ilgili hep irtibat halinde olduk. Öğretmenleri de bize Demir ile ilgili gözlemlerini anlattılar. Ama söyledikleri Demir'in kardeşinden hep çok sevgiyle bahsettiği oldu.

- Ben Demir'e hep onun bebekliğini anlattım. Sen bebekken böyle yapardın, şöyle tatlıydın diye... Hep onun küçüklük fotoğraflarına baktık, videolarını seyrettik. Bu durum ona çok eğlenceli geldi. Ve kendisine güveni arttı.

-Onu hep Derin ile ilgili işlere dahil etmeye çalıştık. Hatta kardeşinin huysuz zamanlarında onu sakinleştirmek ve güldürmek konusunda benim en büyük yardımcım hep Demir oldu...

Biraz çaba ile bu süreç bizim için asla korkulan, unutulmayan sıkıntılı anlarla dolu, hayatımızın karardığı bir dönem olmadı. 

Demir çizgisini hiç değiştirmese de, bir müddet sonra Derin Hanım'ın ciddi ciddi dağdan gelip bağdakini kovma girişimleri oldu. Hala da öyle. :) Abisi bu durumu son derece olgunlukla karşılıyor ama Derin ilginin kendisinden kaydığını hissettiği an devreye giriyor ve her türlü ben burdayım diyor. 

Ne kadar doğru yapmaya çalışsak da bu işin aslında bir kitabı olamaz bence. Her çocuk başka, her aile başka, her ortam başka...  Dolayısıyla malzemeler, renkler farklı olunca ortaya da herkes için bambaşka tablolar çıkıyor. Ama durumun normalliğini bilerek, kabullenerek, çocuklara hak vererek ve her ikisini de ayrı ayrı çoooook severek ve bu sevgiyi göstererek davranınca bence bu son derece kolay atlatılabilir bir dönem. 

Sevginizin eşit olduğunu göstermeye çalışmak yerine; her çocuğa, birbirinden ayrı olarak, sadece kendisine özel bir sevgi duyulduğunu göstermek,  her birine özel zamanlar ayırmaya çalışmak bence daha doğru. Her şeyin eşit olmasına değil, adil olmasına çalışın. Çünkü doğal olarak, her çocuğun ilgi ve şefkat gereksinimi farklı.

Bebeğin henüz kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar küçük olduğu dolayısıyla daha çok ilgiye ihtiyacı olduğunu söyleyebilirsiniz. Herşeyi ne kadar net anlatırsanız o kadar güzel anlıyorlar. Ve bence bu sayede büyümek hoşlarına bile gidebiliyor. Siz de, o da bir bakıyorsunuz ki artık ilişkiniz bambaşka bir boyut almış. Kardeşine öz bakım ile ilgili daha fazla ilgi göstermek durumunda kalmak büyük olanı da anladığınız ve beklentilerini kabul ettiğiniz için sizi onunla daha güzel paylaşımlarda bulunmaya yönlendiriyor ve birlikte çok daha kaliteli, eğlenceli zamanlar geçirmeye başlıyorsunuz.

Bence çocuğunuza verebileceğiniz en büyük hediye bir kardeştir. 

Ne onu bu hediyeden, ne de kendinizi koskocaman bir aileye sahip olmaktan mahrum bırakmayın...

KARDEŞ CANDIR... 



Yeniden merhaba...


Epey zaman olmuş çok büyük hevesle yazmaya başladığım blogum ile ilgilenemeyeli. Ama bu süre içinde yazacak o kadar çok şey birikti ki. Umarım bu birikim, üstelik birebir tecrübelerle oluşturduğum bu birikim ile yazdıklarımın, okuyanlara biraz olsun faydası olur...

Canımın ikisi bir müddettir ara verdiğim, ancak şimdi dolu dolu maceralarımızdan yola çıkarak hayatımın 2 mucizesini anlatmak istediğim bir blog.

Bu blogu oluşturduğumda, canımın ilki 3,5 yaşında, canımın ikincisi ise karnımdaydı. Şimdi aradan geçen zamanla ikisi de baya baya kendilerini kurtardı.
Oğlum Demir, Abi oldu... Kızım Derin doğdu ve şimdi tam 22 aylık oldu.
Evde her güüüüüün ne olaylar ne olaylar oldu...
Bunca zaman içinde ben de baya büyüdüm... Artık kıdemli anne oldum. 2. çocukla çok daha rahatladım... Demir de yaptığım yanlışların farkına vardım, Derin de yapmamaya çalıştım. Çok da iyi oldu.
Daha çok okudum, daha çok yoruldum, daha çok vicdan yaptım ama çok daha fazla eğlendim, anneliğimin farkına çok daha fazla vardım, çoook daha fazla sevdim ve çoook daha fazla sevildim canımın ikisi ile...
2 kardeşi asla karşılaştırmamayı öğrendim...
2 si de aynı fabrikadan çıksalar da teknolojileri farklı...
Erkek ve kız çocuğu arasındaki farka inandım...
Herkes erkek çocuğun daha zor olduğunu söylese de ben bu farkın tam tersi olarak işlediğinden emin oldum...
Gereksiz endişlerle yaşamanın insanı yormaktan başka bir işe yaramadığını gördüm...
Kardeş kıskançlığının anlatıldığı kadar zor bir süreç olmadığını tecrübe ettim.
Kardeşin, çocuğunuza verebileceğiniz en büyük armağan olduğu düşüncemdeki haklılığımı ispat ettim...
Evliliğin karı koca olmak olduğunu, 1 çocuk doğurmanın sizi aile yaptığını yaşadım gördüm... Ama ikinci çocukla birlikte 4 kişilik bir ailede, o ailenin +1 den çok daha kalabalıklaştığını artık KOSKOCAMAN bir aile olunduğunu yaşadım...
Canımın ikisini iyi ki doğurmuşum... Ve iyi ki Demir'i ve Derin'i doğurmuşum....
İkinizi de çok seviyorum....
Ahu
x

20 Mart 2013 Çarşamba



 OKUL YOLU DÜÜÜÜZ GİDER, ÇOCUKLAR BAYRAM EDER....:)

2009 Temmuz doğumlu Demir bey için başlayacağı ilkokulun anaokuluna gitmesini istediğimizden hummalı bir okul araştırması gerçekleştirdik. Araştırmayı Demir'in Ocak 2009 doğumlu arkadaşı Ayşesu'nun, aynı dertten muzdarip annesi ile birlikte yaptık.  Bu araştırma notlarını faydalanmak isteyenler olursa diye buraya da eklemek istedim. Haydi herkese kolay gelsin...


TED ANKARA KOLEJİ

Nisan ayında internetten açıklanacak kayıt koşullarına istinaden, kayıt formu ile çocuğunuzun TC Kimlik numarası ile kayıt işlemlerinizi yapıyorsunuz. Sonrasında açıklanan okul ücretinin %30 luk kısmını belirtilen banka hesap numarasına yatırıp dekontunuz ve internetten doldurduğunuz kayıt formunuz ile okula başvurarak (önceden randevu alıp) kaydınızı yaptırıyorsunuz.
Kayıt yaptıran kişi sayısı ve kontenjan karşılaştırılarak, eğer kayıt yaptıran kişi kontenjandan fazla ise kura çekiliyor. (ama genelde çekiliyor) örneğin geçen sene; 258 kişi kayıt yaptırmış ancak kontenjan 220 olduğu için kura çekilmiş.
Sınıflarda 2 sınıf öğretmeni var. Biri asıl diğer yardımcı değil her ikisi de eşit sorumluluğa sahip. Görüşmelerinizi her ikisi ile de yapabiliyorsunuz. Ayrıca çocukların öz bakımları için her katta görevli öğretmenler var.
10 adet 5 yaş sınıfı, 10 adet de 6 yaş sınıfı var.(sınıflar 20 kişilik) İlkokula geçmek için anaokulundan mezun olmak gerekiyor.
Anaokulunu da 2 sene okumak gerekiyor. İlk yıl kurada çıkmayıp 2. yıl kurada çıkarsanız okul sizden okumamış olsanız bile ilk yılın ücretini yine de istiyor.
Eylül ayında eğitim başlamadan önce yeni başlayacak 5 yaş sınıflarına uyum günleri düzenleniyor. Bu günler hem çocuklar için hem de anne-babalar için…
Çocukların sınıfları da kura ile seçiliyor. Aylık olarak kendi çıkardıkları gazete ile velilere aylık eğitim programlarını gönderiyorlar.
Okulda daimi olarak bulunan 3 ayrı psikolog var. Dönüşümlü olarak sınıfları gezip çocukları gözlemliyorlar. Ayrıca okulda bir pediatrist ve hemşire de var.
Haftada 8 saat İngilizce var. Bunun 4 saati native english. Bu derslere ana dili İngilizce olan öğretmenler giriyor. Okulda birçok atölye var. Her sınıf haftada bir saatini bu atölyelerde geçiriyor. (Bilgisayar, fen, sanat, drama…)

2013-2014 eğitim öğretim yılı fiyatları henüz belli değil. Nisan ayında okul yönetim kurulu kararına göre açıklanacak. Ancak bu seneki fiyatları şöle;
Anaokulu;
Eğitim + Servis 42.000 TL KDV dahil  (Kolej mezununa %50 indirim oluyor.)                                                                                                                                 Yemek: 2000 TL civarı


ODTÜ KOLEJİ

Nisan ayının ilk haftasında web sitelerinde 2013-2014 yılına ilişkin kayıtlar ile ilgili izleyecekleri takvimi açıklayacaklar. 13 Nisan’da okul tanıtım günleri var. Okul’a kayıt için önkoşul kura. Odtü mensubu çocukları, öğrencilerin kardeşleri kuraya tabii değiller. Her yıl bu kontenjan ile alacakları hemen hemen 200 öğrencinin 100’ünü zaten dolduruyorlar. 100 çocuğun seçileceği kuraya ise hemen hemen 400 kişi başvuruda bulunuyor. O yüzden şansınız 4/1 gibi..:)
Ankara’nın Kolejler listesinde eski okullardan birisi Odtü Koleji. Güvenlik anlamında oldukça iyi. Bol güvenlikli Odtü kampüsünün içinde yine kendi güvenliği de olan bir okul çünkü. Sınava yinelik çocukdan ziyade daha sosyal nitelikleri olan çocuklar yetiştirme çabasındalar.

2013-2014 eğitim öğretim yılı fiyatları henüz belli değil. Nisan ayı sonunda açıklanacak ancak, bu seneki fiyatları şöle;
Anaokulu;
Eğitim: 20.000 TL KDV dahil                                                                                                                                   Yemek: 1.950 TL KDV dahil
İlkokul;
Eğitim: 14.400 TL KDV dahil                                                                                                                                              Yemek: 1.830 TL KDV dahil
Servis: 1700-2950 arası değişiyor. (18 km üzeri mesafeler için 2.950 TL KDV dahil alıyorlar)
Kardeş indirimi %15 olarak sadece küçük kardeşe uygulanıyor.

TEVFİK FİKRET İLKÖĞRETİM OKULU

2-29 Mayıs tarihleri arasında 120 TL karşılığında ön kayıt yaptırarak kuraya giriyorsunuz. Ancak kurada çıkma şansınız 1/20. Çünkü 200 kişi başvuruyormuş kura için 20 kişi kadar alıyorlar. Bir 15-16 kişiyi de kurasız mezun çocuklarından ve Tevfik Fikret mensuplarından alıyorlar. Yani toplam 36 kişi alınıyor.
2 adet 5 yaş sınıfları, 3 adet de 6 yaş sınıfları var. Sınıflarda 2 tane öğretmen bulunduruyorlar.
Fransızca eğitimi 5 yaşında başlıyor. Ama esas 1. Sınıfta öğrenmeye başlıyorlar. 5 yaşda 4 saat Fransızca, 6 yaşta ise 5 saat Fransızca görüyorlar.
1-2-3-4. sınıflarda sadece Fransızca öğrenirlerken, 5. Sınıfta İngilizce devreye giriyor. Lise’de 2 tane TM, 2 tane de MF sınıfları var. Yeni dönem fiyatları henüz belli değil ancak bu seneki fiyatlar şöyle;
Anaokulu’nda;
Eğitim: 16.300 KDV dahil                                                                                                                                        Yemek: 2.900 TL KDV dahil                                                                                                                                              + servis ücreti   
İlkokul’da;
Eğitim: 15.200 KDV dahil                                                                                                                                        Yemek: 2.000 TL KDV dahil                                                                                                                                              + servis ücreti          


YÜCE KOLEJİ

Kayıt için çocuğu sınava değil öngörüşmeye alıyorlar. Ön görüşmede öğrencinin okula hazır bulunup bulunmadığı ile ilgili psikologlar bazı uygulamalar, ölçümler yapıyor. Bu sırada da sizinle görüşülerek okul uygulamaları ile ilgili bilgi veriliyor. Anaokulu kontenjanı sınırlı.

Sınıflar en fazla 20 kişilik. Sınıfları ay gruplarına göre ayırıyorlar. 1 Ön Hazırlık (36-48 ay), 5 de Hazırlık (48-66 ay) sınıfları mevcut. Seneye de en fazla birer sınıf arttıracaklarını belirtiyorlar. 

Yüce'nin anaokulu ve ilkokulu PYP yetkili okulu. Yani uluslararası geçerliliği olan bir eğitim uyguluyorlar. Sistem olarak "Farklılaştırılmış Öğretim" uyguluyorlar. Yani her öğrencinin ilgilerine, akademik düzeyine, ay grubuna göre farklı etkinlikler, ev çalışmaları, oyunlar hazırlanıyor. Dersler öğrencilerin yaş gruplarına uygun etkinliklerle yürütülüyor. Çocukların isteyerek ve severek öğrenmeleri temel hedef. İngilizce hazırlık sınıflarında haftada 13 saat. Okul öncesinde özel bir dil öğretim programı uyguluyorlar. Her sınıfın bir sınıf öğretmeni bir İngilizce öğretmeni bir de yardımcı öğretmeni var. 

Anaokulunun sürekli okulda bulunan bir psikoloğu mevcut. Her çocuğu bireysel olarak tanıyor ve gerektiğinde velilere önerilerde bulunuyor, seminerler veriyor. Ayrıca her ay da belli bir karakter özelliği ile ilgili çalışmalar yapıyor. 
Öğrenciler okula sabah 08:00'den itibaren geliyor. 08:30'dan itibaren güne başlama etkinlikleri başlıyor. Anaokuluna sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve ikindi kahvaltısı veriliyor. Yemekler diyetisyen ve gıda mühendisi tarafından denetleniyor.

Temizlik, hijyen ve güvenliğe çok önem veriyorlar. 

Çıkış 16:20'de ancak çalışan annelerin çocukları için saat 18:00'e kadar bir anaokulu öğretmeninin bulunduğu bir etüd sınıfı oluyor ve çocuklar gün sonu etkinliklerine katılıyorlar. 

Okulların açılmasından 1 hafta önce çocuklara oryantasyon günleri düzenleniyor. Bu sırada velilere de okul psikoloğu tarafından seminer veriliyor. 

Merak edenler için tablet eğitiminin geçerli olduğu Yüce Koleji'nde bu eğitim 3. sınıfta başlıyor. Yani anaokulunda tablet eğitimi yok.

Anaokulu ve diğer bölümlerin(ilk-orta-lise) servisler ayrı.

Okul ücreti'ne gelince;

2013-2014 Eğitim öğretim yılında

Eğitim ücreti; 13.080 TL KDV dahil (Mart ayı sonuna kadar yapılan kayıtlarda, sonrasında %5 zamlanabilir). Bu fiyatı Haziran'dan itibaren 12 eşit taksite bölüyorlar. Peşin ödeme indirimi var.
Yemek; 1.950 TL KDV dahil (geçen seneki ücret, bu seneki henüz belli değil)
+2000 TL civarında da servis ücreti.

NESİBE AYDIN KOLEJİ

Nesibe Aydın Koleji’nin de Nisan ayı içinde okul tanıtım günleri olacak. (14 Nisan 2013 11:00) Ancak öncesinde web sitelerine girerek bir ön kayıt formları var onun doldurulması gerekiyor. Ana okulları 3-4-5 yaşı kapsıyor. Tüm detaylı bilgi, okul tanıtım gününde aktarılacak. 1 Mayıs -1 Haziran 2013 tarihleri arasında, ön görüşme sonuçlarına göre kayıtlar yapılacak. Ödemeler  10 taksitte yapılabiliyor. Yemek ve servis ücretleri Eylül ayında ödenmeye başlanacak, en fazla 10 taksitte ödenecek.
Okul fiyatları yeni dönemde Anaokulu için;
Eğitim: 19.850 TL KDV dahil                                                                                                                                   Yemek: 2.050 TL KDV dahil                                                                                                                                   Servis:  1.540 – 2.910 TL KDV dahil arasında değişiyor.
İlkokul için ise;
Eğitim: 15.200 TL KDV dahil                                                                                                                                   Yemek: 2.050 TL KDV dahil                                                                                                                                   Servis:  1.540 – 2.910 TL KDV dahil arasında değişiyor.

ANKARA BİLFEN KOLEJİ

Bu yıl Oran’da Anaokulu ile faaliyete başlayan Bilfen Koleji, 2013-2014 Eğitim Öğretim yılında Çayyolu’ndaki yeni kampüsünde Anaokulu ve ilkokul 4 sınıfı ile eğitime başlayacak. Ankara ve İstanbul birlite her konuda paralel ilerleyecekleri bir sistem üzerinden ilerlenecek. Yemek listelerinden izlenecek tiyatro oyunlarına kadar iki şehir arasında fark olmayacak. Bilfen okullarının hiçbiri franchising usulü ile çalışmıyor. Hepsi aynı merkeze bağlı. Bilfen Çocuk adıyla yayınlanan bir dergileri var. Her ay başında bu dergi velilere ulaşıyor ve veliler yemek listesinden, sosyal aktivitelere kadar her türlü durumu bu dergiden takip edebiliyorlar.
Anaokullarında oyun temelli bir eğitim programları var. Herşeyi oyum oynayarak çocuklara öğretiyorlar. 25’er dk lık ders saatleri üzerinden;
3 yaş için haftada 15 ders İngilizce                                                                                                                                      4 yaş için haftada 25 ders ingilizce                                                                                                                             5 yaş için haftada 30 ders İngilizce veriliyor. Anaokulunda İngilizce kalıplar ile öğretiliyor. Anaokulu 5 yaş sınıfında 2 tane türk öğretmen bulunuyor. Anaokulu hazırlık sınıfında ise biri Türkçe biri İngilizce konuşan 2 öğretmen bulunuyor.
Anaokulu fiyatları; 19.170 TL Eğitim, Yemek, KDV dahil rakam
Mart ayı içinde kayıt yaptırılması durumunda bu rakam 18.460 oluyor. Bu rakamlara bir de servis eklenecek tabii ki. Toplam ücret 10 taksitte ödenebiliyor.

SINAV KOLEJİ

2009 doğumlular 5 yaş sınıfına                                                                                                                                    2008 doğumlular 6 yaş sınıfına alınacak.
İlkokul 4 dahil, her sınıfta 2 öğretmen bulunuyor. Eğitim sabah 09.00-18:00 arası yapılıyor. Beslenmeye çok önem veriyorlar. Lise son sınıfa kadar kahvaltı, öğle yemeği ve ikindi kahvaltısı veriliyor. Çocukların kantinden abur cubur yememesi için böyle bir sistem kurmuşlar. Günlük 10 derslik bir ders programları var.
Anaokulunda haftada 11 saat İngilizce İngilizce var. 4 saat anadili İngilizce olan bir öğretmenden 7 saat türk olup İngilizce konuşan birinden alıyorlar. Ancak bu 11 saatlik uygulama önümüzdeki sene 9 saate düşebilirmiş. Anaokulunda, bedeni dans, drama, seramik, müzik, piano ve origami dersleri var.
Diğer okullardan farklı olarak Cumartesi günleri de 10.00-14:30 saatleri arasında ders var. Bu dersler anaokulunda zorunlu değil ama ilkokul 1 itibariyle zorunlu oluyor. Cumartesi günleri özel kulüp derslerini okulda çocuklara vererek çocukların seçtikleri sosyal alanları kuvvetlendirmeleri amaçlanıyor.
4. sınıftan sonra ise dershane sistemini okula getiriyorlar. Sınav Kolejine giden çocukların ayrıca dershaneye gitmelerine gerek kalmadığı söyleniyor.
Hacettepe Üniversitesi’nden Belma Tuğrul okula danışmanlık yapıyor.
Nisan ayının ilk haftasında kayıtlar başlıyor. İlkokul 2. Sınıfa kadar PDRM uzmanları tarafından yapılan bir mülakat sonucunda kayıt alıyorlar.

Yeni dönem fiyatları henüz belli değil ama  bu seneki fiyatlar;

Anaokulu için;
Eğitim: 14.850 TL KDV dahil                                                                                                                                     Yemek: 2.650 TL KDV dahil  (Yemekler yukarıda kendi mutfaklarında yapılıyor, yemek firması sofra)                                                                                                                                                + servis
Okul ücretleri eğitimin her basamağında artarak gidiyor. Lise son için;
Eğitim: 19.250 TL KDV dahil 
Haziran’a kadar yapılan kayıtlarda %6 oranında indirim uygulanıyor.
Kardeş indirimi olarak her çocuğa %5 uyguluyorlar.
Geçen sene fiyatlara %8 oranında bir zam yapılmış. Bu senede buna benzer bir oran öngörüyorlar.

ANKARA BAHÇEŞEHİR KOLEJİ

2013-2014 Eğitim öğretim yılında faaliyete geçecek.
Kayıttan önce PDRM Uzmanları çocuğunuza bir test yapıyor ve bu test sonucunda 4 yaş mı yoksa 5 yaş sınıfına mı gireceğine karar veriliyor. Sınıflarda biri İngilizce biri de Türkçe konuşan iki ayrı öğretmen bulunuyor. Eğitimin %70 i İngilizce. Haftada 1 gün yarım saat Almanca da veriliyor. İlkokul 1 den sonra 2. Yabancı dil ile ilgili kendi seçimini yapabiliyor öğrenci. (Almanca, İspanyolca, Fransızca, Rusça, Çince)Yerleri İncek Sinpaş’ın hemen yanı.
Dersler 08:30-16:30 arası. İstenirse 18:30’a kadar okulda Etüd imkanı da var.
Anaokulu girişi ve İlkokul girişleri ayrı. Sınıflar ilkokulda en fazla 24 kişi, anaokulunda ise en fazla 20 kişi olabiliyor.
İngilizce, Spor ve Sanat etkinliklerine çok önem veriyorlar. Okul sahibi aynı zamanda Uğur Dershanelerinin de sahibi. Bu nedenle test anlamında daha doğrusu sınava yönelik eğitim anlamında donanımlılar. İlkokulda yıl içinde 2 adet SBS formatında kendi sınavlarını yapıyorlar. Ama bu durum çok da önemli değil çünkü büyük bir ihtimal ile bundan sonraki yıllarda SBS olmayacak.
Okul ücretleri ise, Anaokulu’nda;
Eğitim: 16.800 TL + KDV                                                                                                                                        Yemek: 2.900 TL + KDV                                                                                                                                                   Genel Gider: 910 TL + KDV(İl içi geziler, Öğrenci Şahsına Alınan kırtasiye malzemeleri, sanat çalışmaları, eşofman, t-shirt, kostüm, Türkçe ve İngilizce kitap vb.)
İlkokul’da;
Eğitim: 17.800 TL + KDV                                                                                                                                        Yemek: 2.900 TL + KDV                                                                                                                                                   Genel Gider: 585 TL + KDV(İl içi geziler, Öğrenci Şahsına Alınan kırtasiye malzemeleri, sanat çalışmaları, eşofman, t-shirt, kostüm, Türkçe ve İngilizce kitap vb.)
Kardeş indirimi 2 çocukta %10, 3 çocukta %15 olarak uygulanıyor.


ÖZEL BİLKENT İLKOKULU

Anaokulunda  5  yaş grubunda 3, 6 yaş grubunda 3 olmak üzere toplam 6 sınıf var.                                           Sınıflar  23 kişilik.
06-23 Mayıs 2013 tarihleri (Cumartesi dahil, 09.00 – 16.00 saatleri arasında.)  22 Mayıs 2013 Çarşamba günü, saat 16.00 – 17.00 arası okul tanıtım günleri olacak.                                                                   25 Mayıs 2013 Cumartesi günü; 5 Yaş İçin; Saat:13.00’ te  kura çekilişi yapılacak.                                                   İlkokulda ise her sınıfa öğrenci almıyorlar. Örneğin bu sene 1. Sınıfa öğrenci almıyorlar. 2. Ve 3. Sınıfa ise ön görüşme ile alıyorlar öğrencileri.                                                                                                                                      Yeni dönem fiyatları henüz belli değil ancak bu seneki fiyatları şöyleymiş;
Ana sınıfı ve  4. Sınıf arası; 17.935 TL Kırtasiye, yemek, etüd ve KDV dahil (Kitap, Servis, kıyafet hariç) 5. Ve 8. Sınıf arası ise; 18.355 TL

ALTERNATİF BİR OKUL ARAYANLARA...

CHARLES DE GAULLE

Charles de Gaulle lisesi öğrencileri uyruk gözetmeksizin almaktadır.
Ancak eğitimlerin tamamı Fransızca yapıldığından CP den itibaren dersleri takip edebilmek için ana dili gibi Fransızca bilmek zorunludur.

Anaokulunda Fransızca’nın öğrenimi önceliktir !
Bu nedenle bu 3 yıl boyunca CP’ye girmeden önce çocuğun lisana tam olarak hakim olması için eğitmenler tüm stratejileri kullanmaktadırlar. Zira CP’de çocuk Fransızca’yı tam olarak anlamak ve ana dili gibi konuşmak zorundadır. CP ye geçmenin zorunlu şartı Fransızca’yı ana dili gibi bilmektir. CP’den lise sona kadar Fransızca eğitimi anadil olarak verilmektedir.
Fransızca eğitimlerinde başarılı olmak için Frankofon olmayan çocukların bu dönemi yoğun bir şekilde kullanmaları gerekmektedir. Bu nedenle anaokulumuza tam 3 yaşında girmek gerekmektedir.

Anaokuluna kabul şartları:
Çocuğunuz eğitim yılında 31 aralık tarihinde 3 yaşında olmalıdır.
Örneğin, 2013-2014 eğitim yılı için
-       çocuğunuz 2010'da doğduysa :Petite Section’a kaydolabilir.
-       çocuğunuz 2011’da doğduysa: 2014-2015 eğitim yılından önce kayıt olamaz.
Çocuk temiz olmalıdır (bezsiz).

Öncelik sırasına göre kayıt kriterleri:
1.     Fransız uyruklu çocuklar 
2.     Fransız eğitim sisteminden gelen çocuklar
3.     Okulda kardeşi bulunan çocuklar
4.     Charles de Gaulle Lisesi eski öğrencilerinin çocukları
5.     Fransızca konuşan çocuklar.
6.     Fransızca konuşan velilerin çocukları
7.     Kreş'e giden çocukları (PS için)
8.     Kayıt tarihi

Petite Section'un çocuklar için, sınıfın maksimum öğrenci sayısı elde edildiğinde, bir bekleme listesi oluşturulur ve her yer boşaldığında aileye bir kesin kayıt önerisi yapılır.

Ücretler ise;

1500 Euro ilk girişte alınan para, daha sonraki yıllarda alınmıyor.
5500 Euro okul ücreti (sonraki senelerde de dramatik bir artış yok, her yıl %3 -%4 gibi zamlar olabiliyor)

Ancak çocuğunuz De Gaulle'e giderse, okulun Türkiye'de denkliği olmadığı için üniversiteyi mecbur Fransa'da okuyacak. Ama burdan mezun olduğunda bakalorya diplomasına sahip olduğu için, Fransa'da istediği üniversitede Fransızların şartlarının tamamına sahip  ile ücretsiz olarak okuyabiliyor.:) 


13 Mart 2013 Çarşamba

AMELİYAT OLDU DA BİTTİ...

Minik Demir'imizin yılan hikayesine dönen kulak tüpü + geniz eti ameliyatı uzun gitgeller sonucunda 14 Şubat Sevgililer Günü'nde gerçekleşti. Ben öncesinde bizi neyin beklediğini bilmediğim için çok panikledim ama gerçekten düşündüğümden çok daha kolay atlattık bu süreci.

Ameliyattan bir gün önce Demir'in okul psikoloğu ile konuşarak ona bu durumu nasıl anlatmam gerektiğini sordum. Mehmet bey, durumun tüm çocuklar için aslında ufak da olsa travmatik bir etkisi olduğunu sadece ona onun her zaman yanında olduğumuzu hissettirerek bu durumu daha kolay atlatmasında yardımcı olabileceğimizi söyledi. Akşam Demir'e yarın yine Ergin amcaya gideceğimizi ama bu sefer muayenehanede değil bize hastanede bakacağını ve bi daha bu kadar çok hastalanmaması için ona minik bir aşı yapacağını anlattık. Demir, geçen yaz Doktorlar dizisinin arada sırada Show tv yi verdiği dönemde Doktorlar dizisine oldukça kilitlendiği bir dönem geçirdiği için hastane ve ameliyat kavramlarını az çok tahmin edebiliyordu. Ama anlaşılan bu kavramlar onda olumlu şekilde yer etmiş ki pek umursamadı.:)

 Doktorumuz ameliyat günü sabah 06:30 da hastanede olmamızı istediği için 05:30 da uyandık... Demir'i de öperek uyandırıp hastaneye gideceğimizi söyledik. Arabada bir gıdım bile gözünü kırpmadı kuzucuk. Hastaneye vardığımızda anneanneli,babaanneli, dedeli, dayılı, aile dostlu süper bir ekip karşıladı bizi. Hatta Ergin bey ameliyat sonrası, hiç bu kadar kalabalık bir ekiple geniz eti + kulak tüpü operasyonu yapmadığını söyledi.:)

Odamıza gittik, ameliyat için beklemeye başladık. Biz gittikten 10 dk. sonra çok tatlı bir hemşire gelerek Demir'i amleyathane için giydirdi. İşte o sırada Demir hafif endişelenmeye başladı. Ben galiba şimdi kopacak diye oldukça tedirgin oldum ama yavru kuzum beni yanılttı ve ameliyathanenin kapısında öpüşüp ayrılırken bile ağlamadı. Sadece minik dudaklarını büzerek bize hafif buğulu bakarak saat tam 07:00'de içeri girdi. Ama o da ne? Bu sefer Murat kendini tutamadı ve ağlamaya başladı. Ben tüm bu süreç boyunca panikledim ama hem doktorumuza çok güvendiğim için hem de artık Demir'in hasta olmayacağı günleri düşündüğüm için daha kuvvetli kalabildim.


1,5 saat sonra mehteşem ekip, en kalabalık hali ile 4. katı kaplamışken telefon çaldı ve annesini ameliyathaneye alabilir miyiz dediler. Geçiş önceliğimi kullanarak hemen kuzumun yanına gittim. O kadar çok ağlamış ki narkozdan çıkarken bütün yüzü gözleri tıpkı doğduğu günkü gibi yumuk yumuk şipşişti.
Ağlama krizimiz odaya geldikten sonra da bir süre daha devam etti. Eline takılan kelebek ile rahat hareket edemediği için biraz kafayı ona taktı ama sonrasında babasının kucağında sabit bir pozisyonda uykuya daldı. Ufacık bir kıpırtıda bile gözlerini açıp ağlamaya başlıyordu. (Ellerimizi sımsıkı tutarak)

O gün öğleden sonra kontrollerimiz gerçekleşti ve saat 15:00 gibi evimize döndük. Demir geçmiş olsun hediyeleri ile kaynaşırken biz de bir yandan ona yemek yedirmeye çalışıyorduk. Boğazı tahriş olduğu için en büyük sıkıntımız yutkunmaydı. Bir de vücuttan zor atılan narkozun yarattığı huysuzluk etkisi. Ancak tüm bu sıkıntılar 1-2 gün sonra geride kalmıştı. Bugün, yani ameliyattan neredeyse 1 ay sonra iyi ki bu ameliyatı olmuşuz diyebiliyorum. Onca gitgeli, paniği, endişeyi yaşadık ama sonuç tam da hayal ettiğim gibi oldu...

2 Şubat 2013 Cumartesi

Operasyon ertelendi...

İşten eve gelip Demir'i gördük ve hemen geç olmadan Ergin beyi arayıp durum değerlendirmesi yapalım ve bir karar verelim istedik. Neşesi gayet yerindeydi ama burnu kilit bayır... Hem nefes alamıyor, hem de akıntısı sapsarı.Tamam dedi Ergin bey... Operasyonu erteledik... Pazartesi günü yeniden gideceğiz ve duruma göre yeni bir tarih belirlenecek... Ama durum ateşten ziyade burun akıntısının sarı olmasından dolayı bu şekilde oldu. Enfeksiyon olabilme ihtimaline karşı alınmış bir önlem yani. Her işte bir hayır vardır diyoruz ve birkaç gün daha çift bilinmeyenli denklemimizi çözmek için beklemeye devam ediyoruz...

1 Şubat 2013 Cuma

Hoşgeldiiiiik....


Aslında o kadar uzun zamandır bu bloga başlamak istiyordum ki... Kısmet bugüneymiş... Nasıl devam eder, ne kadar devam eder onu da çok bilmiyorum ama bu blogu sırf çocuklar için, onlarla yaşadığım güzellikleri, mucizeleri, heyecanları, üstesinden geldiğimiz zorlukları, özel anları, keyifleri unutmamak, onlara da unutturmamak için istiyorum... Bakalım kocacığım Murat, aylar, hatta yıllar sonra kurbanoldugumunun.blogspot.com projesinin daha makul bir isimle hayata geçmiş olduğunu görünce nasıl bir tepki verecek?
Gelelim fasulyenin faydalarına... Blogumun temel direği, hayatımın neş'esi, ilham kaynağım, annesinin&babasının bitanesi, kardeşinin biricik abisi, lokum ooluşum Demirhan'ıma...Aşağıda ve bundan sonra kendisinden Demir diye bahsedicem ...:)
Yarın minik oğlumun meşhur ve klasik genizeti+kulak tüpü operasyonu var... Ama belki de bu durumu -di'li geçmiş zaman ile mi anlatmak gerek? Çünkü 5 gündür hasta olmayan ooluşumun ameliyat öncesi bugün yine burnu akmaya başladı... Gece horultulu bir tıkanıkla başlayan durum, sabah hapşuruk ve ardından kızaran gözlerle devam etti. Ateşimiz çok olmadı ama gece ne olacak bilmiyoruz. Durumu ameliyatı yapacak olan KBB doktorumuz Prof. Ergin Turan ile paylaştık. Kendisi durumu takip edelim, ateşi çıkarsa ameliyatı erteleyelim dedi. Şimdilik ateşimiz 37 den yukarı çıkmadı, ama bilmiyorum ki ateşin can dostu gece bu durumu nasıl etkileyecek? İşte öyle bir karışıklık içinde heyecanla karar anını bekliyoruz. Tamam mı? Yoksa devam mı?

SCARY SIX (6 YAŞ DÖNEMİ)

Tüm annelerin korkulu rüyası "Terrible Two" sendromunu duymayan yoktur.  2 yaşında başlayıp 5 yaşa kadar süren bu dönem şüphe...